Endüstri 4.0’ın belirleyicisi: Robotik sistemler

Endüstri 4.0’ın belirleyicisi: Robotik sistemler
Max Erişim Mesafesi: 1

Endüstri 4.0 ile birlikte Geleceğin Akıllı Teknolojileri, robotlar arası iletişim ve nesnelerin interneti tartışılıyor. Yeni sanayi devriminin belirleyicilerinden biri olan robotlarla üretim yapma konusu gündemde çoktan yerini aldı. NACHI Genel Müdürü Gökhan Kırmacı, robotik sistemlerin dünü ve bugününü ana hatlarıyla ele aldı. 

Robotlar, öğretilmiş işlemleri ve hareketleri, çok daha güvenli, hızlı ve ekonomik şekilde yapmak için tasarlanmış mekanik sistemlerdir. Robot teknolojisinin doğuşu, tehlikeli, kirli ve zor işleri insan yerine yapacak bir makine talebine dayanmaktadır.

Robotlaşma, bir ülkedeki teknolojik ilerlemenin en gözle görülür göstergesidir. Avrupa’nın şu an gerçekleştirmeye çalıştığı Endüstri 4.0 devriminin en büyük oyuncusu olarak, otomasyon enstrümanlarının başında robot gelmektedir.

Dünya’da robotlaşmada en ileride olan ülkeler, Güney Kore, Japonya ve Almanya gibi, sanayide çok ileri seviyede, otomotiv başta olmak üzere tüm sektörlerde dünyanın en büyük markalarına sahip olanlardır. Her 10.000 üretim işçisi başına düşen robot sayısı, o ülkenin robotlaşma değerini vermektedir. Robotlaşmada ileride olan ülkelerde 10.000 işçiye karşılık kullanılan robot sayıları 300’ün üzerinde iken Türkiye’de bu sayı maalesef hala 9’dur.

Günümüz üretim dünyasında ‘Rekabet’, artık her şeyden daha önemli noktaya geldi. Bir ürünü daha ucuza ve daha kaliteli üretebilen üreticiler işlerini büyütürken, rekabette geride kalanlar elenmeye mecbur oluyor. Üretimde, fiyat ve kalite rekabetini sağlayabilmek için, endüstrinin her yerinde otomasyona ve robot teknolojisine yatırım yapmak zorundayız. Robotlaşma devrimi tüm dünyada hızla gerçekleşmekteyken, Türkiye’nin bu gelişmelerin gerisinde kalmaması hayati öneme sahiptir. 

Sanayinin her noktasında ihtiyaç duyulan, taşıma, kaynak, montaj, yüzey işleme gibi uygulamalar başta olmak üzere, insan gücünün yapabileceği hemen hemen her işi yapabilen endüstriyel robotlar, Türkiye’nin gerçekleştirmeye çalıştığı endüstriyel ilerlemeyi ve ülkemizin gelecekte gelişmiş bir ülke olmasını sağlayacak sihirli anahtarlardır.

Dünya genelinde büyük bir hızla gerçekleşmekte olan robot teknoloji devrimi, son yıllarda Türkiye’de de etkisini göstermeye başlamıştır. Son 10 yılın robot satış verilerine bakıldığında, Türkiye robot sektöründeki artışın, diğer sektörlerden çok daha büyük olduğunu görmekteyiz. Robotun yanında rulman, kesici takım, hidrolik ve özel çelik gibi üretim dünyasının hemen hemen tüm alanlarına hizmet eden ürünlerimizin varlığı sebebiyle, bu karşılaştırmayı daha net yapabilmekteyiz. 

2016 yılının ilk yarısını değerlendirirsek, sektör büyüklüğü ve robot yatırımları 2015 sonunda aldığımız sonuçlardan ve beklentilerimizden çok farklı değildi. Beklediğimiz bir pazar büyüme oranı ve piyasadaki payımızı artırma değerleri planlarımız dahilinde kaldı. 

Ancak ülkemizin tarihinde yaşamış olduğu en karanlık gece olan 15 Temmuz darbe girişimi ardından, robot yatırımlarında da çok büyük seviyede daralma gerçekleşti. Şunu çok net söyleyebiliriz ki, Türkiye Robotik otomasyon sektörünün, bu yaşadığı krizin ardından toparlanma süreci de çok kolay olmayacak. Ancak sektörü tekrar ayağa kaldırmak ve hak ettiği seviyeye getirmek için üreticiler, entegratörler, yayıncılar ve yatırımcılar toparlanma sürecinde her türlü fedakârlığı göstermişlerdir ve göstermeye devam edeceklerdir.

Uluslararası Robot federasyonunun (IFR - International Federation of Robotics) verileri ve Türkiye’de yaptırmış olduğumuz piyasa araştırmalarına dayanarak, önümüzdeki yıllarda beklediğimiz hızlı büyümenin başlangıcının 2017 yılı başı itibariyle gerçekleşeceğini düşünüyoruz. 2016 yılına kadar her yıl yüzde 30’un üzerinde artış göstermiş olan NACHI Robot satışlarının, 2017 yılında daha büyük bir ivme yakalayacağına inanıyoruz. 

İnsan-Makine işbirlikçi robotlar(cobot)’lar robot teknolojisinin yakın gelecekte hayatlarımıza sokacağı büyük bir yenilik olacaktır. Özellikle montaj uygulamalarında talep gören collaborative robotların, insanlarla birlikte çalışmasında iş güvenliği açısından kabul edilen özelliklerde olması gerekmektedir. Teknik olarak, en büyük eksen gücü 80W’ın altında olması gereken robotlarda hız ve hassasiyet, sıradan robotlarla karşılaştırıldığında, özellikle montaj uygulamaları için yeterli seviyelerdedir. Ancak, sadece robotun gücünün az olması, robotun collaborative robot olarak kullanılabileceği anlamına gelmez.

Uluslararası robot pazarında cobotların payı her yıl artmaktadır. NACHI de dahil olmak üzere, hemen hemen tüm robot üreticilerinin collaborative robotları mevcuttur ve piyasaya bu modelleri sunmaktadırlar. Ancak Türkiye’deki cobot pazarının yakın zamanda çok büyük bir ilerleme yakalayacağını düşünmüyoruz. Türk üretim karakterine, rekabet koşullarına, otomasyon seviyesine ve Türkiye’deki yatırım hassasiyetlerine bakıldığında, collaborative robotlar yerine, standart robotların pazar büyüklüğünün çok daha büyük olacağını düşünüyoruz. 

Robot kullanıcılarının maalesef yeterinde aydınlatılmadığı noktalardan birisi bakım konusudur. Tıpkı otomobillerde olduğu gibi, robotların da periyodik bakımlarının kesinlikle yapılması gerekmektedir. Mekanik yapıları gereği, belli bir zaman periyodunda aşınmalar gerçekleşmektedir ve çok basit tedbirlerle robotların ömürleri oldukça uzatılabilmektedir.

Robotların ticari ömürleri 10 yıl olacak şekilde üretilmektedir. Gelişen teknolojiyle birlikte, robotların her jenerasyonda geliştirilmesi, performanslarının, güvenlik seviyelerinin ve enerji verimliliklerinin arttırılması sebebiyle, kullanılma koşullarına bağlı olarak, eski robotların daha erken değiştirilmesini tavsiye edebiliriz. 

Robotların, saatlik ve yıllık bakımları söz konusudur. Yani çok çalışan robot, bakım süresini daha erken dolduracağı için bakım sıklığı daha fazla olmalıdır. Normal şartlarda çalışmış robotların yıllık periyodik bakımlarında yağ değişimi en başta olmak üzere birçok işlem yapılmaktadır. Hata veya arızaya kesinlikle tahammülü olmayan otomotiv sektöründe kullanılan robotlarımızdaki bakım prosedürü daha detaylı olmaktadır. Gerçekleştirdiğimiz birçok işlemle robotların arıza gerçekleştirme olasılıklarını önceden görüp buna göre tedbir alabiliyoruz.

NACHI Türkiye şubesi olarak yedek parça teminini Türkiye şubesinden gerçekleştiriyoruz. Yani arızanın tespiti yapıldıktan sonra, saatler içerisinde arızalı parçayı yenisiyle değiştirip, üreticinin zor durumda kalmasına engel olabiliyoruz.

Endüstrinin tüm sektörlerinde farklı beklentiler, farklı yaklaşımlar mevcut. Üretici olarak bu beklentileri karşılamak için çalışmalarımız devam etmekte. Türkiye’de gerçekleşen robot satışlarının yaklaşık yüzde 50’si gazaltı kaynak uygulamalarında kullanılmaktadır. Robotlaşma seviyesi geride olan tüm ülkeler için durum çok benzer. Bu oran son yıllarda azalmaya devam etmekte, satılan robotlarda pick&place denilen taşıma uygulamaları ya da montaj uygulamalarında kullanılan küçük robotların oranı gittikçe artmaktadır. Örneğin, Almanya dünyanın robot pazarında en büyük dördüncü ülkesi ve robotlaşma alanında çok ileride olan bir ülke. Yılda kurulan robot sayısı, Türkiye’nin yaklaşık 25 katı. 10 yıl kadar önce Almanya’da da gazaltı kaynak uygulamalarının oranı Türkiye’nin şu anki oranına benzer seviyede, yaklaşık yüzde 50 civarındaydı. Türkiye’nin de benzer bir ilerleme izleyeceğini düşünüyoruz. Yani gelecekte, montaj, taşıma, makine besleme, punta kaynak, yüzey işleme ve çapak alma gibi uygulamaların büyüme oranı, robot piyasasının genel büyüme oranının üzerinde olacaktır.

NACHI Türkiye olarak özellikle taşıma ve montaj uygulamalarına odaklanıyoruz. Robotlarımızın özellikle mekanik performansları, bu alanlarda bize daha rahat kapılar açmaktadır. 165 kg payload sınıfındaki SRA modellerimiz ve 7 kg payload sınıfındaki MZ serilerimizin, sınıflarının en hızlı modelleri olması sebebiyle, yüksek hız ve düşük çevrim süresi gerektiren özel projelerde tercih ediliyor. 

Türkiye’de önümüzdeki yıllarda hızlı büyüyecek uygulamaların başında, elektronik montaj veya paletleme uygulamaları gibi işgücü maliyetlerini düşürmeye çalışan yatırımcıların uygulamalarının olacağını düşünüyoruz. Uluslararası arenada rekabetin artık her şeyden daha önemli olduğu günümüzde, üretim maliyetlerini düşürmek için yatırımlarda bulunmak, işletmelerin atacağı en önemli kararların başında gelmektedir.

7 eksenli robotlar, standart 6 eksenli robotlarla karşılaştırıldığında, genellikle 2. ve 3.eksen arasındaki bölgeye, ayrı bir eksen yerleştirilmesiyle yapılıyor. Ayrı bir eksen demek, ilave olarak bir servo motor ve dişli kutusu eklemek demektir. Bunun yanında, robotun mekanik gövdesinin 7 eksen için özel olarak tasarlanması gerektiği için 7 eksenli robotlar, 6 eksenli robotlardan yaklaşık yüzde 30 daha yüksek bir maliyetle üretilir.

NACHI’nin 7 eksenli robotları MR serileridir. 20-50 kg payload aralığında 3 farklı modelimiz vardır. 7 eksenli robotlar genelde, erişim problemleri yaşanılan makine besleme veya yüzey işleme uygulamalarında tercih edilmektedir. 

Türkiye’de 7 eksenli robotlara talep oldukça az. Talep edilen uygulamaların hemen hemen hepsinin 6 eksenli modellerle gerçekleştirilebiliyor olması ve daha yüksek fiyatları sebebiyle Türkiye’de kullanım oranı artmamaktadır. Ancak gelecekte daha fazla talep edilecek olan daha karmaşık projelerle birlikte kullanılma oranları da artacaktır.

Tags