Robotlaşma Ve Otomasyon Artmazsa Rekabet Gücümüz Kalmayacak

Robotlaşma Ve Otomasyon Artmazsa Rekabet Gücümüz Kalmayacak
Max Erişim Mesafesi: 1

Nachi Türkiye Genel Müdürü Gökhan Kırmacı: “Robotlaşma Ve Otomasyon Artmazsa Rekabet Gücümüz Kalmayacak”

Nachi Türkiye’nin kuruluş sürecinden ve ürün gruplarından bahseder misiniz?

Japon temsilcilerimiz, 2009 yılında Nachi Türkiye’yi kurdu. 2012 yılından itibaren ise local çalışanlarla personel sayımızı artırmaya başladık. Şu an altı kişilik bir ekibiz. Yakın zamanda on kişilik bir ekip kurmayı planlıyoruz. Faaliyet alanlarımız arasında robot ki şu anda Türkiye’de en güçlü ekibe sahip olduğumuz alan bu, kesici takımlar ve hidrolik ekipmanları var. Rulman alanında da faaliyet gösteriyoruz. Nachi, dünyadaki en büyük rulman üreticisinden birisi. Rulman, Nachi’nin toplam cirosunun yüzde 38’ini oluşturuyor, Türkiye distribütörlüğümüzü ise Saygılı Rulman gerçekleştiriyor. Her bölümüz için farklı satış stratejileri izliyoruz. Kimi ürünlerde distribütörlük, kimi ürünlerde ise bayilik yöntemlerini kullanıyoruz. Hidrolik ekipmanları ise ciromuzun yüzde 17’sini oluşturuyor. Hidrolik ekipmanlarımız ikiye ayrılıyor. Bunlardan bir tanesi genel endüstri hidrolik ekipmanları, diğeri ise mobil hidrolik ekipmanları yani iş makinası hidrolik ekipmanları. Nachi, aynı zamanda dünyanın en büyük kesici takım üreticilerinden bir tanesi. Kesici takımlar, toplam ciromuzun yüzde 15’ini oluşturmakta. En yüksek büyüme oranına robot bölümümüz sahiptir. Şu an Nachi yatırımlarını ağırlıklı olarak robot bölümüne yöneltmiş durumda.

Bunun için birçok yeni fabrika açtık. Örneğin Çin’de sadece Çin iç pazarına satış yapacak olan bir robot fabrikası kurduk. Japonya’daki fabrikamızın kapasitesini artırdık ve sürekli yeni robot modelleri üzerinde çalışıyoruz. Şu an Türkiye’de 200’ü otomotiv sektöründe olmak üzere yaklaşık 500 kadar robotumuz faaliyet halinde. Bu sayı önümüzdeki dönemde artacak. Çünkü kısa bir süre önce büyük robot projeleri aldık. Dolayısıyla Nachi diğer üç bölümünde sahip olduğu rekabet gücüne robot bölümünde de ulaşmak üzere. Nachi’nin en büyük avantajlarından biri 1928’de Japonya’da çelik üreticisi olarak kurulmuş olması. Nachi, halen çeliğini, kesici takımlarını, rulmanlarını, dişlilerini kendi üretiyor. Bu da Nachi’yi, kaliteyi başından sonuna kadar sürdüren bir üretici kılıyor.

Nachi Türkiye’nin kısa ve orta vadeli hedefleri neler?

Nachi Türkiye satış şubesi olarak globalden yani Asya’dan aldığımız gücü Avrupa’ya yansıtmaya çalışıyoruz. Nachi Uzakdoğu’da ve Japonya’da çok güçlü bir marka. Ancak Avrupa’da toplam cirosunun sadece yüzde 14’üne sahip. Dolayısıyla bizler Nachi’nin Avrupa’da küçük bir marka olmasının dezavantajını globalde büyük bir marka olmasının avantajı ile kapatıyoruz.

Nachi Türkiye olarak Avrupa’daki yüzde 14’lük pazar payının en büyük oyuncularından birisi olmayı hedefliyoruz. Bunun için de dinamik bir ekibiz var. Ekibimizi büyütmek için çalışıyoruz. Bu hedef için Nachi Almanya’nın da her türlü desteğini arkamızda bulmaktayız. Çünkü genel merkezimizi saymazsak İngiltere, Çek Cumhuriyeti ve İspanya gibi şubeler arasında şu anda Türkiye en gözde olan. Bir diğer hedefimiz ise Türkiye ve Avrupa’da bilinirliğimizi arttırmak ve robotlaşmanın önemi konusunda sanayicilerimizi bilinçlendirmek. Bunun için öncelikle işimizi gerçekten kaliteli yapmaya çalışıyoruz ve bunu başarıyoruz. Teknik destek kısmımızı da her zaman satış kısmının bir adım önünde tutuyoruz. Böylece Nachi adı her zaman kaliteli projelerle anılıyor.

Bu diğer robot üreticileri için de geçerli. Esas amaç robotlaşmayı artırmak. Bilinirliğimizi arttırmak için yeni fuar çalışmaları, yeni demo robot çalışmaları, yeni lansman çalışmaları, dergi çalışmaları yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz.

Robotlaşma açısında Türkiye’yi değerlendirebilir misiniz? Bu alanda diğer ülkelere göre Türkiye nerede duruyor?

Nachi robot bölümü olarak amacımız, Türkiye otomasyon sektörünün robotla tanışma sürecini olabildiğince hızlandırmak. Tüm pazar araştırmaları ve genel istatistiklerin gösterdiği üzere Türkiye robotlaşma anlamında çok hızlı ilerlemesi beklenen ülkelerden bir tanesi.

Türkiye toplam hasıla sıralamasında dünyanın 17. en büyük ekonomisi, otomotiv üretiminde ise 18. ve 19. sıralarda yer alıyor. Ancak robotlaşma sıralamasında çok gerilerdeyiz. Oranlara bakıldığında en fazla robotlaşma oranına sahip ülke Güney Kore. Her 10.000 çalışana düşen robot sayısı yaklaşık 450. Japonya da bu anlamda oldukça ileride.

Her 10.000 çalışana düşen robot sayısı yaklaşık 350 civarında. Türkiye’de ise bu sayı çok az, hala 9-10 civarında diyebiliriz.

Türkiye’nin robotlaşmada bu kadar geride kalmasının nedenleri nelerdir? Bu geri kalmışlık, sizce hangi sonuçları doğurur?

Elbette Türkiye’nin robotlaşma seviyesinde bu kadar geride kalmasının birçok sebebi ve birçok sonucu var. Bu sebeplere ve sonuçlara baktığımızda Türkiye’de robotlaşmanın aratacağını kesin olarak görüyoruz. Robotlaşmayı artıracak etkenlerden ilki iş güvenliği. Türkiye’de geçtiğimiz yıllarda birçok tatsız iş kazası yaşandı. Bence Soma faciası, Cumhuriyet tarihinde yaşanan en büyük felaketlerden biridir. Bu gibi acı tecrübelerden sonra Türkiye’de yöneticiler ve iş sektörü, iş güvenliği konusuna biraz daha fazla dikkat etmek zorunda kaldı. İş kazalarının siyasi anlamda da sonuçları olduğu için artık devlet de bu konunun üzerinde daha fazla duruyor. Robotun ortaya çıkış felsefesi tehlikeli, riskli, kirli ve zor işlerin insan değil makine sistemlerince yapılmasından geçiyor. Bu noktada robotlaşma, iş güvenliği alanında büyük bir rol oynuyor. İşçilerin tehlikeli işlerden uzak tutulmasının yolu tamamen robotlardan geçiyor. İş kazlarının yanı sıra global ve büyük pazar oyuncularından biri olması gereken Türkiye’de rekabetin artması için otomasyonun hızlı bir şekilde gelişmesi lazım. Şu an aynı ürünün robotlaşma oranı daha fazla olan ülkelerde yüksek işçilik maliyetlerine rağmen daha düşük fiyatlara üretilmesinin sebebi, bu ülkelerin otomasyonla çok daha yüksek verimde ve kalitede üretim yapması ve seri üretimini artırması. Bu noktada Türkiye’de robotlaşmanın yaygınlaşması üreticilerin isteğiyle olmasa bile sektörün zorlamasıyla gerçekleşecek. Çünkü bu alanda geri kalmamızın dezavantajlarını üreticiler ister istemez fazlasıyla yaşayacak. Uzakdoğu’ya karşı rekabet gücümüz gittikçe azalıyor. Bu rekabet gücü sıfıra yaklaştığında “biz nerde hata yapıyoruz” sorusunu soran sanayicilerimiz cevabı otomasyonda bulacak. Kısacası robotlaşmanın ve otomasyonun artması, biz istesek de istemesek de olacak. Aksi takdirde rekabet alanında hiçbir avantajımız kalmayacak.

Türkiye’de robotlaşma en çok hangi sektörlerde gözlemleniyor? Nachi Türkiye robot üretimini hangi alanlar için gerçekleştirmekte?

Dünya üzerinde kullanılan robotların yüzde ellisi otomotiv sektörüne ait. Dünyadaki bütün robot üreticileri için otomotiv birinci sektör. Ancak bu üreticiler robot sektörünü büyütmek ve yaygınlaştırmak için genel endüstri, kimya, tıp gibi birçok farklı sektörle de çalışmaya başlamış durumda. Bu noktada bizim de Türkiye’de izlediğimiz vizyonu otomotiv sektörüne destek verirken aynı zamanda robot açısından son derece bakir olan genel endüstrideki yatırımcılara robotun üretimlerine ne kadar fayda sağlayacağını anlatmak oluşturuyor. Anlatmak istediğimiz şey Nachi’nin robotlarının avantajları değil, genel olarak robotlaşmanın ülkeye getireceği avantajlar. 5 yıl öncesine göre Türkiye’nin bu açıdan ne kadar çok geliştiğini görebiliyoruz. Bu 5 yılda hemen hemen bütün robot üreticilerinin bir Türkiye şubesi oldu. Şu anda hem bizim hem de diğer robot üreticilerinin müşterilerinin yüzde 90’ı ilk robotlarını almakta ve kurmaktadır. Bu da sektörün daha başında olunduğunun bir göstergesi. Almanya’nın şu an kullandığı robot sayısı Türkiye’nin 40 katı, İtalya’nınki ise 16-18 katı. Türkiye’de bu konuda oldukça geriyiz. Bunun başlıca sebebi işçilik maliyetlerimizin çok düşük olması, ancak bu durum işçi güvenliğinin de artmasıyla hızlı bir şekilde değişmekte.

Yapılan istatistiklere göre Türkiye’de robotlaşmanın yaklaşık yarısı gaz altı kaynak robotlarından oluşmakta. Biz Nachi’nin gaz altı kaynak robotlarının satışında Türkiye’de yeni faaliyet göstermeye başladık. Ancak belirtmek gerekir ki bizim esas güçlü olduğumuz alan taşıma robotları. Bu alanda sınıflarının en hızlı robotlarını üretiyoruz. Bugün gaz altı kaynak robotlarının oranı azalma gösterirken taşıma robotlarının varlığı yükselişte.

Robotlarınızın genel özelliklerinden kısaca bahseder misiniz, bu özellikleri geliştirmek için ne gibi çalışmalar yaptınız?

Robotlarımız özellikle taşıma alanında faaliyet gösteren robotlar. Robot skalamız 4 kilodan başlıyor. Şu an aktif olarak 700 kilo taşıyan robotlarımız mevcut. Ancak çok kısa bir zaman içinde bu rakamı 1300, 1500, 1700 kiloya çıkaracak robot serilerimiz de olacak, şu anda bunların seri üretim planlamaları yapılmakta. Buna ek olarak küçük robotlarımızı daha da küçültmek yani 4 kilodan 3, 3 buçuk kiloya indirmek için çalışmalarımız sürüyor. Son olarak Scara robot serimizle ilgili çalışmalarımız bulunmakta, 2016 yılının başında dünyadaki ilk 6 eksenli Scara robotu üretmiş olmayı planlıyoruz.

Tags